Penelope Fitzgerald’ın Salapurya Mahallesi romanı Sibel Sakacı’nın, Mavi Çiçek romanı ise Püren Özgören’in çevirisiyle Can Yayınları’ndan okurlarla buluşuyor.
Salapurya Mahallesi 1960’ların başında Londra’da Thames Nehri üzerindeki deniz evlerinde yaşayan bir grup insanın yaşamöykülerini ve yaşam koşullarını aktarıyor. Kendisi de bir süre deniz evinde yaşamış olan yazar Penelope Fitzgerald, çeşitli nedenler yüzünden şehrin gündelik yaşamından kopmuş insanları yalın ama çarpıcı anlatımıyla tanıtıyor. Romanın başkişisi ve bir anlamda da Penelope Fitzgerald’ın kendisi olan Nenna, kocasını teknede kalmaya razı edemediği için altı ve on bir yaşındaki iki kızıyla Grace adındaki salapuryada yaşıyor. Çocuklarını okula göndermediği için rahibe, kocasıyla uzlaşmadığı için ablasına hesap vermek zorunda kalıyor. Kendisinin ve komşularının karşılaştığı bütün zorluklara karşın direnen, özgür bir kadın olmayı başarıyor.
Penelope Fitzgerald Salapurya Mahallesi romanıyla Booker Ödülü’nü kazandı.
Mavi Çiçek ise kısa kısa 55 bölümden oluşan ama Romantik Dönem’i sadece aile, arkadaşlık, aşk ilişkileriyle değil, siyasal çalkantıları, entelektüel hırsları ve ahlaki ikilemleriyle aktaran bir roman. Fitzgerald “Eleştirmenler Ödülü”nü kazanan bu romanında 18. yüzyılın önemli şairlerinden, Novalis takma adını kullanan Hardenberg Baronu Friedrich’in yaşamını dile getirirken dönemin Almanya taşrasındaki gelenekleri ve toplumsal bakış açısını da başarıyla aktarıyor. Genç bir şairin on iki yaşındaki bir kızla ilişkisi, hiçbir zaman elde edilemeyecek, hatta var olup olmadığı bile kuşkulu “mavi çiçek”le simgeleniyor. Mavi Çiçek bir gençlik, umut, idealizm ve imgelem romanı.