Röportaj: Hakan Özbek
Twitter: @gormoti
Gülmeye ihtiyacınız varsa Kaan Burak Şen’in Oh Kaos!’unu okuma vaktiniz gelmiş demektir. Bu kitabı okuduktan sonra günlük hayatın ne kadar eğlenceli olduğunu fark edeceksiniz. Öyle estetik kaygılarla değil, tam da bulunduğunuz noktada sizin mahallede, sizin sokakta, semtte yaşanan absürt olaylar var onun anlattıklarında. Siz henüz göremediyseniz bile Kaan Burak Şen bunları size gösteriyor. İnceden eleştiriyor, belki ‘o’ anda söyleyemediklerinizi söylüyor. Siz de rahatlıyorsunuz.
Şimdi sizleri “Oh Kaos!” ile yüzümüzü güldüren Kaan Burak Şen ile baş başa bırakıyorum.
Politikacıların konuşmaları ile gerildiğimiz bugünlerde “Oh Kaos!”a ihtiyacımız varmış. Kendi adıma kitabınızı bir çırpıda ve eğlenerek okudum. Sizi daha iyi tanıyabilmemiz için bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ben Kaan. Tarih mezunuyum. 2010’dan beri medya sektöründe çalışıyorum. Mini belgeseller, reklam metinleri, tanıtım filmleri vs ile uğraşıyorum. Son iki-üç aydır uyku düzenim fena bozuldu. Evlendikten sonra 15 kilo falan aldım. Çestır lacivert kullanıyorum. Ev tozu ve polene alerjim var. Halıları sevmiyorum.
Absürt öyküler yazmak fikri nasıl oluştu? Olaylara farklı bakmaktan mı kaynaklanıyor yoksa ülke olarak buna biraz müsait olmamızın da etkisi var mı?
“Bişi yazayım absürt olsun” diye düşünmedim hiç. Zaman zaman kendimden uzaklaşma ihtiyacı hissediyorum. Çünkü gerçeklik çoğu zaman fena can sıkıyor. O yüzden, bu metinlere kendi imkanlarım doğrultusunda kurduğum alternatif dünyanın notları diyebiliriz. Demeyedebilriz.
Yazmak noktasına gelindiğinde kimi yazar olayları estetik bir hale sokmaya çalışıyor. Sizin öykülerinize ise absürt diyoruz ancak aslında bir yandan da olanı dümdüz anlatıyorsunuz sanırım?
Kurmaca yazı işine hiç teknik bir gözle bakmadım. Kendimi ifade etmekten keyif aldığım bir dil kullanıyorum. Rahat ettiğim ve anladığımı düşündüğüm yerlerde takılıyorum yani. Daha güvende hissettiriyor bu beni.
Ben insanları iyi gözlemleyen yazarları seviyorum. Sizde de bu var. Sadece gördüklerimiz anlamında değil, düşünceleri de kitapta çok güzel veriyorsunuz. Mesela, “Devletin henüz satın almayı akıl edemediği gecelerimiz vardır efendim.” de olduğu gibi. Yazarken nasıl hareket ediyorsunuz?
Youtube’dan müzik açıyorum acıklı bişiler, acıyı daha fazla büyütmek için çeşmeden hoyratça terkos suyu içiyorum, hayatın tüm kıroluklarına göğsümü geriyorum, evin içinde terliklerle şıpıdık şıpıdık gezinerek düşünüyorum ve yazmaya başlıyorum.
Kitabınızda karakterler zaman zaman küçük hesapların peşine düşüyor. Bunu toplumsal bir eleştiri olarak yorumlayabilir miyiz?
Toplumsal eleştiri deyince aklıma nedense kese kağıdındaki 2 liralık leblebi geldi. Böyle bir avucu ağzına alıp kütür kütür yemek falan. Eleştiri mevzusu içinde ziyadesiyle ciddiyet barındırıyor. Kendi hayatıma zor hükmediyorum zaten. O bakımdan benimkisi anca çok büyük hayaller, projeler ve ileriye dönük planların içinde küçük adamları ve onların hesaplarını önemsemek olur.
Bir de kısa film ile ilgileniyorsunuz. Sinema ve edebiyat sizce birbirini nasıl etkiliyor ya da besliyor?
Beslemiyor bence. Sence besliyor mu?
Klişe olsun diye sormuyorum ama kitabın ismi neden “Oh Kaos!”?
İlk olarak dosyayı gönderirken o başlığı koyup gönderdim. Valla hatırlamıyorum neden o başlığı koyduğumu da. Sonra sevgili editörümüz Büşra ile biraz fikir teatisi yaptık. “Beybifeys Yakarışlar”, “Kafasına Klima Suyu Damlayan Derviş” gibi birkaç isim alternatifi geçti. Fakat “Oh Kaos”ta karar kıldık. Çok bir hikayesi yok yani başlığın.
“Oh Kaos!”a insanların ilgisi nasıl oldu? Beklediğiniz tepkileri aldınız mı ya da hiç beklemediğiniz tepkiler oldu mu?
Genellikle olumlu dönüşler alıyorum. Tuhaf bulanlar da oluyor tabi. Fakat okur dönüşlerine dair ekstrem bişi yaşamadım henüz. 🙂
Kitapları insanların düşüncelerini kamuya açması olarak yorumlayabiliriz sanırım. Peki siz kitabınızı kitapçılarda gördüğünüzde neler hissettiniz?
Yolda olmak beni daha çok heyecanlandırıyor. Ağır hareket eden bir insan olduğum için tepki verene kadar olayın büyüsü bozulmuş oluyor genellikle.
Henüz “Oh Kaos!” çok yeni ancak gelecekte yeni bir kitap yazma düşünceniz var mı?
Oh Kaos, bir kitap yazma düşüncesiyle ortaya çıkmadı esasen. 7-8 yıl boyunca ara ara yazdığım metinlerin toplamından oluştu. O bakımdan yeni kitap olayını kestiremiyorum henüz. Ama bir oturuşta bilinç akışıyla bişi yazmaya dair bir düşüncem var.
Son olarak okurlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Toplu taşıma araçları hareket ederken tutacakları tutun lütfen. Düşeceksiniz falan diye acayip geriliyorum.