Çocukluğunuza dair neleri hatırlıyorsunuz? Muhtemelen bugün aklımızı kurcalayan şeyler o zamanlar aklınızı kurcalamıyordur. Her birimiz hayaller kurduk, bu hayallerin mutlaka gerçek olacağını düşündük, en azından kurduğumuz hayallerle mutlu olduk. Belki ‘çok garip’ şeyler düşünüyorduk ya da imkansız şeyleri hayal ediyorduk. Mesela uçmak, bulutların üzerinde bir ülke ve o ülkenin pamuk yollarında yürümek… Şimdi ise pek çoğumuz bu hayallerin uzağındayız. Belki yine hayallerimiz var ancak bunlar genellikle daha çok kazanmak üzerine. Gözümüz bu kadar yükseklerde değilse bile en az birkaç kere Ege’ye yerleşmeyi hayal ediyoruz. Diğer yandan artık çocukların hayallerini pek umursamıyoruz. Kaçımız ya da çevrenizde kaç kişi çocuğunun hayallerinin farkında, onların hayallerini önemsiyor? Çocuk edebiyatının güçlü kalemlerinden Karin Karakaşlı işte bu konuya değiniyor son kitabı Uçan Kız Volante’de. Merve Atılgan’ın keyifli çizimleri ile renklenen sayfalar gözümüzden kaçırdıklarımızı bize hatırlatıyor.
“Şöyle bir düşününce, kendisiyle ilgili galiba bir tek ismini seviyor Volante İtalyanca’da uçan kişi demekmiş. Hani insanın ismi böyle havalı olunca, gerçekten uçması gerektiğine inanıyor Volante. Örneğin, tam da şimdi, şu kalabalık, sıkıcı havaalanında, etrafını çevreleyen ailesinden kurtulup herkesin şaşkınlık ve dehşet dolu bakışları arasında şöyle bir havalansa…”
Annesi, babası, ablası Tessa ve kardeşi Paulo ile birlikte anneannesine gitmek üzere havaalanına gelen Volante için zaman istediği gibi geçmez. En azından hayal ettiği bu değildir. Uçak yolculuğu öncesinde herkes gergindir ve bu durum hiç hoşuna gitmemektedir. Zaten onun aklında bu gerginliklerden ziyade başka şeyler vardır. Aslında Volante’nin aklında her zaman başka bir şeyler vardır; hayalleri.
Volante ablasının dolabından tütüyü almış olmanın gururunu yaşar. Çünkü kardeşler her zaman biraz böyledir. Ne kadar değerli olsalar da ablalar sıkıcıdır, aynı şey diğer taraf için de geçerlidir. Bu sıkıcı ortamda Volante adında olduğu gibi uçmayı hayal eder. Peronda süzülürken insanlara üstten baktığını düşünür, mesela kardeşi Paulo ejderha kıyafetinin içinde oldukça havalı görünüyordur.
O bunları düşünürken, annesi onu gerçek hayata çağırır ancak olanlar olur. Ablası Tessa ondan önce davranır. Annesinin bakışları Volante’de farklı anlamlar uyandırır. Çünkü çocuklar dünyayı, insanları, tavırları farklı algılar. Henüz belli kalıplara girmemişlerdir.
Uçağa gideceklerken kimse Volante’ye seslenmez. Bu ona sevilmediğini düşündürür ve ailesinin gittiği yönün tersine harekete geçer. Bir süre kimse onun yokluğunu fark etmez. Artık Volante kendi başınadır ve öğrenmesi gereken şeyler vardır. Bazen öğrenmek için hata yapmak gerekir.
Volante ailesinden uzaklaştığında önce bir yazar olan Eşlin, ardından uzun zaman sonra oğlu ve torununu görmeye giden Massimo ile ile karşılaşır. Her ikisi de ona çok önemli dersler verirken, Volante’nin de onlara gösterecekleri vardır.
Çocuklar farklı düşünür
Biz kendi fikirlerimizin normal olduğunu düşünürüz ve odaklandığımız düşünceleri geliştirmekte bir süre sonra zorlanırız. Çocuklar için bu böyle değildir. Etrafınıza bir bakın; pek çok çocuk oyun sırasında arkadaşlarından gelen önerileri değerlendirir ve oyuna bu fikirleri de dahil etmeye çalışır. Volante durumun sıkıcılığına pek çok çocuğun yapacağı gibi çözüm üretmektedir ve bunu en kolay yolla, hayal kurarak, yapmaktadır. Ancak bu yetişkinler tarafından vurdumduymazlık olarak görülür.
Uçan Kız Volante bize çocukların bizim sıradan tepkilerimiz karşısında neler düşünebileceğinden ziyade ne kadar hassas olabileceklerini anlamamız açısından çok kıymetli. Hata yapmaktan çekinen bir toplum da Karin Karakaşlı insanlara Volante üzerinden hata yapmanın en büyük öğretmenlerden biri olacağını çok güzel gösteriyor.
Burada hata sadece Volante’nin ailesinden uzaklaşması değildir. Ailesi de onun yokluğunda aslında ne yapmaları gerektiğini daha iyi görür. Çünkü bazen objektif davranabilmek için olaylara uzaktan bakmak gerekir. Başkahramanı olduklarınıza bile…
Massimo’ya ders olsun, bize de
Volante bir çocuktur ve Massimo’nun tornunun beklentilerini Massimo’ya göre daha doğru değerlendirebilmektedir. Bu yüzden bir çocuğu anlamak aslında bütün çocuklarla bir bağ kurmaya yaklaştırır bizleri.
Günışığı Kitaplığı’ndan çıkan Uçan Kız Volante’yi her yaştan insanın okuması gerekiyor. Hem hikayesi iyi hem de resimleri… Bunun için Karin Karakaşlı’ya olduğu kadar Merve Atılgan’a da teşekkür etmeli diye düşünüyorum. Sonuçta iki iyi şeyin bir araya gelmesi her zaman tek iyiden daha iyidir 🙂