Cinius Yayınları okurları yeni kitaplarla buluşturmaya devam ediyor.
Adem Işık’ın ‘Kur’an ve Tarih’, Bengü Havva Keskin’in ‘Aşk Çarpsın Ki’, Halit Turan’ın ‘Kelimeler’, Levent Doyuran’ın ‘Kolektif Belleğin İnşaası’, Metin Kaya’nın ‘Uzlet’ ve Semih Bulgur’un ‘Düş Mühendisi 2123’ kitapları Cinius Yayınları’ndan raflarda yerini alıyor.
Kur’an ve Tarih (Adem Işık)
1969 yılında Sivas’ta doğdu.1975 yılında Sivas Kızılırmak İlkokulu’nda başladığı ilköğrenimini, Almanya / Berlin’de Karl Heinz Vorschule, ardından İstanbul Etiler Özel İdeal Kolej’inde devam ettirerek Sivas Danişmentgazi İlkokulu’nda tamamladı. 1983 yılnda Behrampaşa Ortaokulu’ndan ve 1985 yılında Sivas Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi Motor bölümünden mezun oldu. 1988 yılında İstanbul Bakırköy Bushido Spor Enstitüsü’nde Kung-fu Siyah Kuşak sahibi oldu. 1986 yılında kazandığı İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’nden 1990 yılında mezun oldu. 1991-1992 yılları arasında Ankara Polatlı Topçu ve Füze Okulu’ndan Yedek Subay Asteğmen Öğretmen olarak mezun olup, Ağrı/ Diyadin Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda askerlik görevini tamamladı. 1992 yılında İstanbul üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda başladığı yüksek lisans öğrenimini “Antik Kaynaklarda Karadeniz Bölgesi” konulu tez ile 1995 yılında tamamladı. 1993 yılında Sakarya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak ilk akademik görevine başladı. 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı’ndaDoktora öğrenimine başlayıp 2004 yılında “Pers Helenistik ve Roma Dönemlerinde Paphlagonia Pontus Bölgesi Kültleri” adlı doktora tezi ile “Eskiçağ Tarihi Doktoru” ünvanını aldı. 2000yılında Cumhuriyet Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’ne Eskiçağ Tarihi Öğretim Görevlisi olarak atandı. 2009 yılında Yrd. Doç. Dr. Ünvanını aldı. 1996-2014 yılları arasında “Karadeniz Bölgesi Yüzey Araştırmaları” Harmanören Ortatunççağ Mezarlık kazıları” “Göller Bölgesi Yüzey Araştırmaları” “Konya ve Afyonkarahisar Yüzey Araştırmaları” “Dedemezarı Orta Hitit Çağı Kazıları” ile “Elbistan Karahöyük Kazıları” çalışmalarına katıldı. “Manisa Antik Stratonikeia Kenti Kurtarma Kazıları” na davet edilerek bölgede Roma Çağı kaleleriyle ilgili araştırma ve incelemelerde bulundu. 2012-13 öğretim sezonunda Macaristan Budapeşte Eötve Lorant Üniversitesi’ nde Anadolu Yarımadasının Eski Çağı üzerine dersler verdi. Farklı zamanlarda Lüksemburg, Hollanda. Avusturya, Makedonya, Arnavutluk, Arabistan, Suriye, Lübnan, İsviçre, Ukrayna, Macaristan, Karadağ, Gürcistan, İtalya ve Bulgaristan’da tarihi ve arkeolojik konularda araştırma, inceleme ve kültürel çalışmalarda bulundu. “İyilik Derneği” ni, ardından “Tarih Derneği” ni ve bu dernek bünyesin de” Karapapak Kültür Merkezi” ni kurdu. 2007 yılında Sivas Belediyesi bünyesinde oluşturulacak olan “Sivas Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeli” ne seçildi. 2006 yılından itibaren Avrupa Birliği’ne “Koca Çınar”, “Şehr-i Kültür Sivas ve Karapapaklar” ve “Woltran” projelerini sosyal sorumluluk kapsamında hazırlayıp başarıyla uyguladı. Amatör olarak paraşüt kurslarına katıldı. Dağcılık ve kaya tırmanışı kurslarına katılarak birçok zirve tırmanışlarına iştirak etti. Almanca biliyor. 1994 yılından itibaren Şehnaz Işık ile evli olup İhsan Tolga ve Muhammed Kerem adlarında iki oğlu vardır. Yazarın birçok makalesi ile birlikte “Antik Kaynaklarda Karadeniz Bölgesi ve Milattan Önce” adlı iki kitabı daha bulunmaktadır.
Aşk Çarpsın Ki (Bengü Havva Keskin)
‘Aşk çarpsın ki’ sözü dua da sayılabilir beddua da. Her ikisi de tutarsa hayatın merkezine yerleşmeye dünden hazırdır.
Kurgusal bir anlatımda yakalanmaya çalışılan gündelik hayatın bize getirdikleri, olur mu olur dedirten türden gülümseme sebepleri doğuruyor.
Duygusal olmasına rağmen uçarı tavırlarıyla bunu gizlemekte usta, lafını esirgemeyen, cahil cesaretinin nirvanasında acemi çaylak bir yazar…
Diğer tarafta “Sen benim emirlerime karşı gelme cesaretini nerden buluyorsun?” diye kükreyen, kızın deyimiyle “Sevimli belgeselinin sevimsiz aslanı…” Aynı zamanda ayarsız… Fevri tavırlarına rağmen oldukça sahiplenici bir adam…
Kim kimi durgunlaştıracak belli değil.
Aşk herkesi mutlaka bir kere de olsa çarpmalı. Çünkü her haliyle yaşamaya değer…
Kelimeler (Halit Turan)
Yaşayan sensin, ben değil.
Abrakadabra yap, şaşırırım ben.
Şu mavi gökyüzü aynı sen.
Al ruhumu senin olsun, al şu sevincimi senin olsun!
Ayşe Ada Turhan
Kolektif Belleğin İnşaası (Levent Doyuran)
Kolektif bellek; korku, heyecan, kaygı içeren duygu yüklü olayları barındırır ve bellekten silinmez. Geçmişte yaşanılan kötü olaylar hafızadan ne kadar çıkarılmak istense de olayın heyecan ve korku yüklü olması o olayın bellekten silinmesini engeller. Dışarıdan gelen küçük bir etki veya bir belirti belleğimizde saklı olanı refleksi bir hareket gibi hatırlamamızı sağlar. Unuttuğumuzu zannettiğimiz bir olay birden bire canlanır ve hatırlanır. Bu hatırlama önce parça parçadır, bir filmin sekansları gibi. Daha sonra bu parçalar birleşir ve bütünü oluşturur.
Geçmişteki olayları yaşayanların yanında, yaşamayan nesillere de olayları öğretme, gösterme kolektif belleğin oluşumuyla, inşasıyla mümkündür. Geçmişte yaşanan özellikle acı olayların yeni nesiller tarafından da bilinmesi ve nesilden nesle aktarılmasıyla inşa edilen kolektif bellek, aynı zamanda tarihin de yeniden inşasıdır ve bu da daha çok geçmişe ait siyasi ve ideolojik içeriklidir. Siyasi ve ideolojik içerik taşıyan kolektif bellek, toplumun veya grubun yaşanan olayları unutmaması ve gerektiğinde kullanması için vardır. Diğer taraftan da geçmişte yaşanmış acı olayların tekrarlanmamasında etkili olabileceği söylenebilir. —Dr. Levent Doyuran
Uzlet (Metin Kaya)
“Yüzlerce evin ışıkları yansıyor yüzüme… Geceyi aydınlatan havai fişekler sarmış adeta kenti… Koca şehre dayanılmıyor. Tüm zırvalıklardan kaçmak istiyor insan…
Zaten yorgunluğumuzun sebebi insanlar değil mi?”
Düş Mühendisi 2123 (Semih Bulgur)
“İnsanlık kendi gerçeğini mi yaşayacak yoksa android bir başkanın yazdıklarını mı? Sınırların olmadığı Tek Dünya barış ve huzur mu getirecek yoksa robotik bir zulüm mü? Gerçek mi galip gelecek yoksa sanal gerçeklik mi? Gelecek bizi heyecanlandıran, bilinmez, şaşkınlık verici ama aslında yaşanmış bitmiş İlahi bir yazılımdır. Geçmişi değiştiremeyiz ama artık gelecek parmaklarımızın ucunda.
Semih Bulgur’un bilim kurgu tadında kaleme aldığı bu kitap, okurları geleceğe doğru uzun bir yolculuğa çıkarıyor ve Batılı yazarları geleceğin efendiliğinden indiriyor. Türkiye’nin yeni dünya düzeninde nasıl bir yeri olacağını anlatırken bir Düş Mühendisi olarak antimadde, hololine yazılım teknolojilerinin yarattığı cennet ve cehennemi yaşıyor.
Aynı zamanda fantastik bir anlatım içeren romanda yazar, bitmek tükenmek bilmeyen hırsın, düşmanlığın ve az ama değerli kalan merhametin, sevginin, geleceğin teknolojisiyle bizi nereye götüreceğini gözler önüne seriyor…”