Türkiye’deki okul ve öğretmenlik hayatında Ermenilerin adını olumsuz anlamda duyduğunu fakat Süryanilerin, Nasturilerin, Keldanilerin, Ezidilerin isimlerini bile duymadığını dile getiren Kemal Yalçın, 2000’lerin başından itibaren Süryanileri; Mardin, Midyat, Nusaybin, Hazak, Hasankeyf ve Batman bölgesini kapsayan, Süryanilerin anayurdu olan Turabdin’i ve Süryanicede “kılıç” anlamına gelen Seyfo’yu araştırmaya ve yazmaya başladı.
“Bu kitapları hazırlamak, yazmak, çevirtmek, bastırmak, yayınlamak ve okuyuculara sunmak hayatımın yaklaşık 20 yılını aldı” diyen yazar, Süryaniler ve Seyfo’yu 2014’te Almanya’da Türkçe olarak üç cilt halinde yayınladı. Almanya, Avusturya ve İsviçre’de yaşayan, Türkçe bilmeyen Süryanilerin isteği üzerine Almancaya çevrilip yayınlanan kitap, Türkiye’de Birzamanlar Yayıncılık etiketiyle, üç kitap bir arada basıldı.
200’e yakın görselle zenginleştirilen ve toplamda 992 sayfa olan Süryaniler ve Seyfo’nun birinci kitabı olan “Hayatla Ölüm Arasında”, Seyfo öncesini ve Seyfo sırasını (1914-1918), ikinci kitabı “Yeniden Varoluş” Seyfo sonrasını, esas olarak Cumhuriyet Dönemi’ni kapsıyor. Üçüncü kitap “Kalbim Turabdin’de Kaldı” ise Hapisnaslı Melke Gabriel, Kerburanlı Davit Erçin ve Midyatlı Fehmi Bargello’nun hayat hikâyelerini dile getiriyor.
Kitabında Seyfo’yu yaşamış ya da Seyfo’dan etkilenmiş insanların anlatımlarına, yaşadıklarına, gözlemlerine, hatıralarına yer verdiğini söyleyen Yalçın, canlı tarih anlatımı kitabı Süryaniler ve Seyfo’yu “20 yıllık emek, bir kucak kitap, bir kucak umut” olarak tanımlıyor.
Süryaniler ve Seyfo
“Süryaniler ve Seyfo’da son yüz yıllık toplumsal süreci gözler önüne sermeye çalıştım. Ülkemizde Süryanilere, Ermenilere ve diğer Hıristiyanlara bakış açısında dünden bugüne henüz büyük bir değişiklik olmamıştır. Geçmişin acıları, Seyfo’nun büyük acısı resmi olarak hâlâ inkâr edilmektedir.
1914’te, sadece Turabdin bölgesinde yaşayan Süryanilerin sayısı iki yüz binden fazlayken aradan yüz yıl geçtikten sonra iki bine düşmüştür. Ne oldu bu insanlara? Nereye ve neden gitti bu insanlar? Bu acılara artık saygı göstermek, geçmişin olaylarını açık yüreklilikle, akıl, mantık ve temiz bir vicdanla ele almak zamanı çoktan gelmiştir.
Süryaniler ve Seyfo’yu ülkemizde barış kültürünün gelişmesi; kardeşlik, dostluk ve güven içinde yaşanabilmesi; kişisel ve toplumsal bilinçaltımızın temizlenmesi; kendi vicdanımıza, birbirimizin ve dünyanın yüzüne çekinmeden bakabilmemiz için yazdım.
Yazarlık hayatımın yaklaşık üçte birini alan bu çalışma, yüz yıldan beri dinmemiş acıların dinmesine, Müslümanlarla Hıristiyanlar, Süryanilerle Kürtler ve Türkler arasında samimi, dürüst, sağduyulu ilişkilerin gelişmesine, karşılıklı saygı ve sevginin filizlenmesine, acıların paylaşılmasına bir damla katkıda bulunabilirse çok mutlu olacağım.” -Kemal Yalçın
Kemal Yalçın hakkında
1952 Denizli doğumlu Kemal Yalçın, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirdikten sonra çeşitli liselerde felsefe öğretmenliği yaptı. 1978’de öğretmenlikten ayrılarak gazetecilik ve yayıncılık hayatına başladı. Ocak 1982’de Almanya’ya gitti. Bremen Üniversitesi Felsefe Bölümünde “Bilgi teorisi, Türkiye’de felsefi düşüncenin gelişimi ve Şeyh Bedreddin” konusu üzerinde çalıştı. Essen Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümünde, “Türkçe Anadili Derslerinde şiir ve öykünün işleniş yöntemleri” konulu didaktik dersleri verdi. 1989-2018 yılları arasında Bochum şehrinde Türkçe Anadili Dersi öğretmenliği yaptı.
Yazarlık hayatına şiirle başlayan Yalçın; Türkiye’nin tarihi, kültürel zenginlikleri ve geçmişte yaşadığı acılarının bilinmesi ve dile getirilmesi konularında eserler kaleme aldı. Kitapları Almanca, İngilizce, İtalyanca, İspanyolca, Yunanca, Fransızca, Farsça, Flamanca, Batı ve Doğu Ermenicesine çevrildi.
Türkiye’deki geniş okur kesiminin Kemal Yalçın’la tanışması 1998’de yayımlanan “Emanet Çeyiz”le oldu. 1924’te yapılan Türk-Yunan nüfus mübadelesinin arkasında ne büyük acıların bulunduğunu anlatan bu eser, sadece Türkiye’de değil Yunanistan’da da hak ettiği ilgiyi gördü ve mübadele konusunun salt tarihçilerin ilgi alanına giren bir konu olmaktan çıkıp çok daha geniş bir kesimin üzerinde düşündüğü, konuştuğu bir konu haline gelmesine öncülük etti.
2017 Ekim’de dünyanın en büyük kongre kütüphanesi olan Amerikan Kongre Kütüphanesi’ne davet edilen Yalçın; Anadolu’nun Evlatları, Sarı Gelin, İngilizce ve Ermenice Seninle Güler Yüreğim, Kardeşlerim Var Uzaklarda adlı kitaplarını imzalayarak kitaplığa sundu. Yazarın Haymatlos, Emanet Çeyiz, Seninle Güler Yüreğim, Yaşama Gücü, Bilim Tutkusu kitapları daha önceden kitaplığa alınmıştı.
Almanya’da Duisburg-Essen Üniversitesi Türkistik Bölümü tarafından yazarın yaşamının ve yazarlığının ele alındığı Anadolu’nun Evlatları konulu “Uluslararası Kemal Yalçın Sempozyumu” Aralık 2017’de düzenlendi. Almanya ve Avrupa’da yaşayan Türkiyeli yazarlar için düzenlenen ilk sempozyum olma özelliği taşıyan bu sempozyuma Almanya, Hollanda, Belçika, Türkiye ve Amerika’dan gelen 200 kadar davetli katıldı. Yalçın, 45 yıllık yazarlık hayatının tüm kültür mirasını Duisburg-Essen Üniversitesi tarafından 2016’da kurulan Kemal Yalçın Arşivi’ne bağışladı.
Kemal Yalçın; 1991’de Petrol-İş Birincilik Ödülü, 1996’da Köln Çokkültürlü Toplum Şiir Birincilik Ödülü, 1998’de Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü ve Kültür Bakanlığı Roman Ödülü, 1999’da Türkiye-Yunanistan Dostluk ve Barış Ödülü, 2000’de Denizli Sanatseverler Derneği Onur Ödülü, 2008’de Avrupa Türkçe Çocuk Edebiyatı Birincilik Ödülü, 2013’te Denizli Sunak Edebiyat Dergisi Aydınlanma Onur Ödülü ve Amerika ve Kanada Tekeyan İnsanlık Ödülü, 2014’te Tekeyan Dünya İnsanlık Ödülü ve 2015’te Denizli Aydınlanma Ödülü ve 2017’de Vartan Hayat Boyu Başarı Ödülü’ne layık görülmüştü.
Şiirler: Sürgün Gülleri, Geç Kalan Bahar, Barış Sıcağı
Romanlar: Emanet Çeyiz, Seninle Güler Yüreğim, Sarı Gelin/Sari Gyalin, Haymatlos-Dünya Bizim Vatanımız, Süryaniler ve Seyfo
Yaşamöyküleri: Yaşama Gücü, Hayatta Kalanlar, Anadolu’nun Evlatları-Yüz Yılın Tanıkları, Kardeşlerim Var Uzaklarda
Öykü: Sınıfta Çiçek Zor Açar
Araştırma: Almanya’da Türkçe Anadil Dersleri ve Anadile Emek Verenler
İki dilli çocuk kitapları: Dedem Almanya’ya Geldiğinde, Uçurtmam Bulutlara Takıldı, Yavrusunu Arayan Kuş, Minarede Bir Kuş Var, Aksakallı Dede, Hayalimdeki Okul