Geçen yıl “Dokunmadan”ı bizlerle buluşturan Nermin Yıldırım, bu kez “Misafir” romanı ile karşımıza çıktı. Yazdıklarıyla her seferinde bizi büyütmeyi başaran Yıldırım, yine şaşırtmadı ve bize güzel bir eseri daha bizlere hediye etti.
Ev olarak adlandırılan bir akıl hastanesinde geçen romanda olaylar ana kahramanlar Esin ve Rikkat’ın çevresinde şekilleniyor. Burada Esin evin misafiri iken, Rikkat ise evin ablaları arasında. Yani Esin hasta, Rikkat ise hasta bakıcı. Garip kurallarla yönetilen bu hastanede her şeye rağmen ümit ve pişmanlıklarla dolu hikayeler anlatılıyor.
Henüz gençliğinin baharında olan ve bir türlü anlamlandıramadığı şekilde bu hastaneye düşen Esin, bir yandan olayların buraya nasıl geldiğini anlamaya çalışırken, diğer yandan her hasta gibi özgürlüğüne kavuşacağı günlerin hayalini kurmaktadır. Hayallerinin ortağı ise Candan’dır.
Diğer yandan Rikkat ise artık emekliliğini doldurmuş bir kadındır. Geçen yıllarda, tıpkı ailesinin kendinden beklediği gibi, ortalama bir hayat yaşayan, zaman zaman bile isteye bu sınırları aşmayan Rikkat, artık hayatını sorgulamaya başlar. Neden durduğu yerdedir.
Misafir’de hem Esin’in hem de Rikkat’in geçmişlerine, hayallerine ve çevresindeki insanlara, olaylara ortak olacaksınız.
Nermin Yıldırım okumak
Bazı yazarlar için “iyi ki var” diyorum. Nermin Yıldırım da bu yazarlardan biri. Onun yazdıklarını okuduğumda böyle bir edebiyatçının bu topraklardan çıktığını düşünerek gururlanıyor ve umutlanıyorum. Çünkü onun gibi yazarlar bu verimli topraklardan gelecekte de geçmişte olduğu gibi iyi yazarlar çıkacağı yönünde umut oluyor.
Yıldırım’ın pek çok güzel yanından biri de kelimeleri kullanmadaki ustalığı… Türkçeyi tüm zenginlikleriyle kullanma gayretinde olan Yıldırım, güçlü kurgusuna bu yönünü de ekleyince böyle güzel eserler ortaya çıkıyor.