Küsurat Yayınları, 10-18 Kasım 2018 tarihleri arasında farklı türlerde yeni kitaplarıyla 37. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda 12. Salon 103A numaralı stantta okurlarıyla buluşuyor.
Liseden Arkadaşlar (Selçuk Aydemir)
Çete işlerinden uzak durmaya çalışan Selçuk lisenin en belalı adamına karşı mücadele ederken bulur kendini. Mahalleden Arkadaşlar’ının da katılımıyla olaylar içinden çıkılmaz bir hal alır. Çalgı Çengi, Düğün Dernek filmleri ve Kardeş Payı, İşler Güçler gibi dizileriyle tanıdığımız Selçuk Aydemir, Liseden Arkadaşlar’da okuyucuyu lise sıralarına götürüyor.
Leyla ile Mecnun (Burak Aksak)
Aynı gün aynı hastanede doğmalarıyla başladı her şey. Bir hayatın birden fazla kez yaşanabileceğinin ve yarım kalmış her hikâyenin tamamlanmaya muhtaç olduğunun bir kanıtıydı onlar. Peki Mecnun bu sefer Leylasına kavuşabilecek mi? Yoksa yine çölde mi açacak gözlerini? Çünkü o çöl çaresiz âşıkların son durağıdır. Kavuşamayan âşıklar o çölde aralar sevdiğini, kavuşanlarsa emlakçı emlakçı dolanır dururlar, 2+1 kombili.
4 Enişte 1 Cenaze (Duygu Yazıcıoğlu)
Deadlinea yetişeceksin, müşteriden revize alacaksın, dur bunlar yetmez ne kadar yoğun olursan ol İnstegram’a havalı fotoğraf yükleyeceksin, heştegçokmugüzelizki, özel tasarım kahveler içeceksin, sakın şaşırma menümüzde Türk kahvesi yoktur. Türk dizisi izlemek yasak olmasa da ay çok banal, Netflix izleyeceksin, yüksek belli kot pantolon giyeceksin, ikinci el dükkânından aldığın rengarenk gömleği içine sokacaksın. Araya İngilizce kelimeler serpiştirdiğin cümlelerle müşterini etkileyeceksin, pek tabii zorlu processlerden geçeceksin. İşte sana Ajans İnsanı. Yirmi altı yaşındaki Yartu Tanak, tam da böyle bir Ajans İnsanı’ydı. Ama hayatın onun için hazırladığı birtakım sürprizler vardı. Eniştesigiller yoldaydı, onlara geliyordu. Hatta sanırım gelmişlerdi. Kapı çalıyordu.
Yaptığımız Çocukluk (Erdal Şahin)
Anadolu’nun ücra bir köşesinde ve dünyadan tamamen izole bir köy yerinde dünyaya gelen Erdal’ın kendi için uygun gördüğü tek bir yer vardır; muhtarlık koltuğu. Hem ezeli düşmanı Mesut’a karşı savaşmak hem de kendini tüm köye ispatlamak zorundadır. Erdal’ın köyün altını üstüne getirişini, birbirinden ilginç oyunlarını, kahkaha dolu maceralarını, hayal kırıklıklarını, yediği kazıkları, aldığı dersleri gülümseyerek okuyacaksınız. Küçük bir çocuğun taşra hayatının zorluklarından sıyrılıp kahraman olma çabalarını okurken 90’lı yıllara döneceksiniz!
İnsan Çürümeye Başladığında (Mustafa Becit)
Cinayet büro hareketliydi. Masalardan masalara uçus¸an dosyalar, telsizlerden duyulan anonslar, çalan telefonlar, bitmek bilmeyen sorgulayıs¸lar… Birileri aranıyordu bu masalarda. Dosyalarda resimleri, isimleri, hikâyeleri vardı. Tutulmus¸ tutanaklarda gizliydiler, delil pos¸etlerinde yas¸ıyorlardı. Yakalansalar bile meçhuldüler, gerçegˆin içinde birer gizdiler.
Aurora’nın İlk Öpücüğü (Meyrem Gültabak)
İlk öpücükler, hayatımızın en özel anlarıdır. En yakın arkadaşınızın sizi dürtmesiyle hoşlandığınız kişinin size doğru geldiğinin sinyalini aldığınız, hoşlandığınız kişiyi gördüğünüzde heyecandan ölecekmiş gibi hissettiğiniz o günleri hatırlıyorsunuz değil mi? Peki ya bu ilk öpücük biraz şanssız olursa? Aurora Hannigan, anne tarafından Tatar, baba tarafından Tokatlı, görünüş olarak yanınızdan geçse fark edemeyeceğiniz kadar “sıradan” bir genç kız. Sıradan görünen her genç kız gibi, Aurora’nın da iç dünyası ve hikâyesi bambaşka!