Théophile Gautier, 30 Ağustos 1811’de Fransa’nın güneyinde yer alan Bigorre bölgesinin başkenti Tarbes’te dünyaya geldi.
Küçük yaşlarından itibaren sanata ilgi duyan Gautier, henüz 16 yaşında resim öğrenimi için ülkenin başkenti Paris’e gitti. Burada geçirdiği sürede romantizm akımının önde gelen isimleriyle ilişkiler geliştiren Gautier’in ilgisi zamanla resimden edebiyata kaydı.
19 yaşında ilk şiirlerini yayımlayan sanatçı zamanla ilk döneminde etkilendiği romantizmden uzaklaştı ve bu akıma tepki olarak ortaya çıkan parnasizm akımı çerçevesinde eserler üretti.
Parnasizm, gerçeğin şiire yansımasıdır ve burada şair bir mücevheri işler gibi titizdir. Şiirde ölçü, kafiye, ses uyumu gibi öğeler oldukça önemlidir. Gautier’in eserlerine bakıldığında, özellikle erken dönem yapıtlarında bu açık bir şekilde görülmektedir.
Ölüm Güldürüsü gibi kitaplarında daha çok sık sık yaptığı yolculuklarda edindiği izlenimleri okuyucuyla paylaşır. Bu yolculuklarında en çok etkilendiği yerlerden biri de İstanbul olur.
Fransız yazar 1852’de İstanbul için şu ifadeleri kullanmaktadır: “Boğaziçi, Sarayburnu’ndan Karadeniz çıkışına kadar, Thames üzerindeki watermenlerle kıyaslanabilecek buharlı gemilerin vızır vızır gelişiyle sürekli işler. Dünyanın iki kıtası arasında, aynı anda görülebilen Avrupa ile Asya arasında bir sınır gibi çizilmiş bu lacivert yol üzerinde iki saatte yapılan geziyle kıyaslanabilecek hiçbir şey yok. Çok geçmeden suların mavi zemini üzerinde son derece sevimli bir etki uyandıran Kız Kulesi beliriyor. Avrupa yakasında az sonra Çırağan’ı görüyoruz. Ben Doğu’da Arap ya da Türk mimarisini tercih ederim gene de, denize kadar inen beyaz merdivenleriyle bu haşmetli yapı hoş bir etki uyandırıyor…”
23 Ekim 1872’de Fransa’nın Neuilly-sur-Seine’de yaşamını Théophile Gautier’in Romantizmin Tarihi, İstanbul, İstanbul Dünyanın En Güzel Şehri ve Kumandan Fracasse kitapları Türkçe’ye çevrilmiştir.