Özgen Aydos
Twitter: @ozgenaydos
Aslında her şey oyuncu Kahraman Odabaş’ın evli bir kadınla seviştikten sonra kadının kocasına yakalanmasıyla başladı. Yüzüyle para kazandığı için dayak yemekten kaçan Odabaş bulduğu ilk bisiklete atladı ve yola düştü.
Hep Kitap’tan çıkan Kırmızı Bir Ölüm, senaryo yazarı Meriç Demiray’ın ilk romanı. Demiray daha önce de “Rocky, Cohen ve Muhsin Bey’den Örneklerle Hayatım” adında bir öykü kitabı yazmıştı. Demiray’ın öyküleri kendi hayatından izler taşıyordu. Demiray, Kırmızı Bir Ölüm kitabında da bazı yerlerde aslında çoğumuzun tanıdığı arkadaşlarına selam çaksa da bambaşka bir hikayeyle karşımıza çıkıyor.
Oyuncu olan Kahraman Odabaş’ın hayatı kırk yaşında, seviştiği bir kadının kocasına yakalanmasıyla değişiyor. Demiray, Kahraman’ın o kadınla beraber oluşunu, yaşadığı şeye değer biçmeyişini yazarken günümüz ilişkilerinin de altını çiziyor. Odabaş, adamın elinden kaçmak için balkondan aşağı atlıyor ve bulduğu ilk bisiklete biniyor.
Aslında direkt evine gidebilir. Ama öyle yapmıyor. “Beni iyi bir adama dönüştüren yolculuğum böyle başladı” diyen Odabaş bisikleti Ege’ye doğru sürüyor ve aslında geçmişine gidiyor. Yolda geçmişteki sevgililerinden biri aklına düşüyor ve Demiray sinema sektörünü de iyi bildiği için şu harika eleştiriyi yazıyor; “Sevgilim Gizem metot oyunculuğunu deli gibi savunur, hocalarla bile hararetli tartışmalara girerdi. Geçen gün televizyonda gördüm, bir yemek programı sunuyor ve kırmızı ruj sürmüş bir karnabahara benziyordu. Konuğuna ailenin önemiyle ilgili bir soru sordu, konuk cevap verirken sevişmelerimizi hatırladım. Halka açık yerlerde sevişmeyi seviyordu Gizem. “
Gizem değişmişti ama Kahraman hiç değişmemişti. Düzenin aylak adamlarından biri olmaktan memnundu ve hayatta en çok sevdiği şey oğlu Anıl’dı. Sanıyorum ki bisikletle yolculuğa da oğluna bir miras verebilmek için çıkmıştı.
Kahraman, yoldayken öldü bildiği babasının izlerini araştırmaya başlıyor. Bu geçmişini anlaması için gerekli. Çünkü annesi ona hep soğuk, hep mesafeli. Babasından mı kaynaklanıyor, babası neye benziyor Kahraman bunları hiç bilmiyor. Ama kırk yaşında bir adamın bile hayatla barışması için aile ihtiyacı var işte. Sonra öğrendikleri ise onu epeyce şaşırtıyor. Babasını, hiç bilmediği kardeşini öğreniyor. Onların hayatlarına dahil oluyor, hatta kısa süreli bile olsa o hayatları yaşıyor. Kahraman sektöre, kadınlara, aşka doymuş bir adam. Tam bu nedenle de kitabın sonunda kendi hayatını kardeşine armağan ediyor.
Kırmızı Bir Ölüm sürükleyici, okudukça merak ettiren bir roman. Demiray, ara ara bildiğimiz şairlerin şiirlerini, bildiğimiz şarkıcıların sözlerini de hatırlatıyor. Mekanlar ise gitmesek de adını muhakkak duyduğumuz yerler. Roman bu açıdan adeta yaşıyor.
Meriç Demiray, yazmayı seviyor. Bazı yazarlar böyledir, okurken yazdığı şeyi sevdiğini anlarsınız. Bu yüzden Demiray’ın kısa zamanda yeni bir kitapla karşımıza çıkacağını tahmin ediyorum. Her iki kitabı için de mutlaka okuyun diyorum.