Özgen Aydos
Twitter: @ozgenaydos
Bir insan bir ömürde kaç hayat yaşayabilir? Peki ya zaman kayarsa delirmediğinize nasıl inanabilirsiniz? Barbaros’un hikayesinde tüm bunları okuyoruz. Bazen Barbaros’a kızıyor bazen hak veriyor ama yaşadıklarını soluk soluğa okuyoruz.
Barbaros, karısı Elif’ten boşanmış bir adam. Boşanma sonrası hayatına son vermiyor ama yön de veremiyor. Barbaros bir sabah uyanıyor, evden çıkıyor ve yaşamın aslında hiç de bizim çektiğimiz çizgilerden, hatırladıklarımızdan, bildiklerimizden ibaret olmadığını anlıyoruz.
Barbaros, insanlara ve düzene karşı öfkeli bir adam. Barbaros bağımlı bir adam. Barbaros eski karısına aşık bir adam. Elif’ten ayrıldıktan sonra hayatını idame ettirmek için iki şeye ihtiyaç duyuyor; alkol ve sigara. Barbaros bu döngüden hiç çıkamayacak sanıyorsunuz fakat o bir sabah kalkıp işe gitmeye hazırlanıyor. Barbaros o gün işe gidene kadar dayak yiyor, Elif adında iki kadınla tanışıyor, karşılaştığı herkesi korkutuyor. İşe gittiğinde ise bambaşka bir sürprizle karşılaşıyor.
Barbaros’un hatırlamadıkları ve başına gelenler bunlarla kalmıyor.
Genç yazar Kaya Ulusay, Zamansız’da insanların sıkışmışlığına, arada kalmışlığına, “aslında bu hayatın içinde figüran mıyım”, “bunları daha önce yaşadım mı” düşüncelerine dokunuyor. Kitabı okurken bazen boğuluyorsunuz, bazen Barbaros’a sinirleniyor bazen hak veriyorsunuz ama en sonunda bir yabancı olarak kendine bakışını gördüğünüzde anlıyorsunuz; bazen hepimiz böyle hissediyoruz.
Kitaptan:
“Bitmek üzere olan sigarasını tazelemek için paketi cebinden çıkarttı. Gün boyu ardı ardına yaktığı sigaralar boğazını paralamıştı. Hissettiği acıya inat, paketten çıkarttığı sigarayı dudaklarının arasına yerleştirdi.
Şu garip dünyada ölmek için ne kadar çok seçenek vardı! Yaşamak içinse sınırlar belliydi.
Düşünceleri beynine, ağzındaki sigaranın dumanının ciğerlerine yayılışından daha hızlı nüfuz ederken, Yaşadıkları hayatın aslında hiçbir nabız belirtisi göstermeden sürüp gittiğini farkettiklerinde her şey çok geç olacak diye düşündü; Sistemin içinde, sisteme karşı ama sistemden kopamayan bir zavallıyım ben.Yanlışı gören ama haykıramayan bir korkaktı belki de.”