Hakan Özbek
Twitter @gormoti
Sol düşüncenin serüveni üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Prof. Nick Hewlett’in kaleme aldığı “Badiou, Balibar, Ranciere: Özgürleşmeyi Yeniden Düşünmek” kitabı H. İlksen Mavituna’nın çevirisiyle ve Metropolis Yayıncılık etiketiyle karşımıza çıktı.
Hewlett kitabında “Felsefi düşüncenin gücü, 21. yüzyılda dönüştürücü ve eşitliçi amaçlar doğrultusunda nasıl kullanılabilir?” sorusuna Marksist düşünür Louis Althusser’in üç eski öğrencisi olan Alain Badiou, Etienne Balibar ve Jacques Ranciere üzerinden yanıt arıyor.
Temel çalışma alanı II. Dünya Savaşı sonrası Fransız siyaset felsefesi olan Hewlett kitabında özgürleşme kavramını ele alırken Badiou, Balibar ve Rancierre üzerinden değerlendirme yapması tabii ki bir rastlantı değil. Bu üç isim tam da Hewlett’in uzmanlık alanının içinde yer alıyor. Marksist düşünceden gelen ve Althusser’in öğrencisi olan üç modern Fransız düşünüre hak ettiklerinin aksine gereken önemin verilmemesi de bir anlamda Hewlett’i bu kitabı yazmaya iten nedenler arasında yer alıyor dersek hiç de yanlış olmayacaktır.
Özgürleşme kavramı insanlar tarafından çeşitli konularla ilişkilendirilmektedir. Örneğin sömürüden kurtuluş bir özgürleşmedir. Diğer yandan işçi sınıfının kapitalist düzenden kurtulması veya kadınların erkek egemenliğinden çıkışı da özgürleşme olarak değerlendirilmektedir. Bilindiği üzere Fransa siyasi düşünceler bakımından tarihsel olarak değerli fikirlerin ortaya çıktığı bir coğrafya olsa da modern dönemde bu coğrafyada düşünce ve siyasi yaklaşım zayıflamaya başladı. Bugün felsefe siyasetten uzak bir hale doğru evrilse de, Badiou, Balibar ve Ranciere gibi düşünürler bu ikiliyi birbirinden ayırmadan ele alabilmişlerdir. Öte yandan bu düşünürler her ne kadar Althusser’in öğrencileri olsa da süreç içerisinde Althusser’in çizgisinden uzaklaşarak eleştirel yaklaşımlarda bulunmaları yönüyle önemlidir.
“Badiou, Balibar, Ranciere: Özgürleşmeyi Yeniden Düşünmek” kitabında daha önce de belirttiğimiz gibi özgürleşme kavramı üzerinde duruluyor ancak bu konuya girmeden önce süreç hakkında oldukça faydalı bilgiler de sizleri bekliyor. Kitap giriş bölümünde Fransız düşüncesi ve Althusser’in mirası üzerine okuyucuya bilgilendirmeler yaparken, ilerleyen aşamalarda üç düşünürü detaylı şekilde bize anlatıyor. Hewlett kitabında bizleri üç düşünürün fikirlerinden yola çıkarak, bu fikirleri değerlendirmeye, maddi dünyada bu fikirlerin uygulanabilirliği üzerine düşünmeye davet ediyor.
Hewlett’in bir akademisyen olarak bu kitabı hazırlama aşamasında pek çok kaynaktan faydalanmış. Bu noktada aklınıza üniversitede okuduğunuz akademik yayınlardaki dipnotlar geliyor olabilir ancak bu kitapta sizin hızınızı kesecek neredeyse hiç bir şey yok. Hele bir de konuya hakimseniz size kalan sadece okumak, keyif almak ve üzerine düşünmek… Hewlett anlaşılabilir olmak konusunda oldukça iyi bir yayın hazırlamış demek yanlış olmayacaktır. Bu noktada böyle değerli bir yayını Türkçe okuma fırsatı veren Metropolis Yayıncılık’ı da, iyi bir çeviri ile bizleri bu kitapla buluşturduğu için H. İlksen Mavituna’nın da hakkını vermek gerekiyor.
Ülkemiz yayıncıları daha önce bizleri Badiou ve Balibar kitapları ile buluştursa da Ranciere konusunda aynı şeyden söz etmek pek mümkün değil. Hewlett’in bu eseri diğer iki düşünür gibi Ranciere’nin de öneminin kavranması açısından faydalı olacaktır ve önümüzdeki süreçte belki Ranciere’in eserlerini konusunda Türkçe çalışmaların da önünü açabilir.