Röportaj: Hakan Özbek
Twitter: @gormoti
Küçük Cadı Melis serisi ile tanıdığımız Fatma Meriç Demirel, serinin ikinci kitabı Küçük Cadı Melis Tatilde ile yine okurlardan büyük ilgi gördü. Söz dinlemeyen Melis’in maceraları bende bıraktığı etkiye göre sadece çocuklara değil, her yaştan okura güzel bir deneyim yaşatıyor. Bu keyifli serinin yazarı Fatma Meriç Demirel ile kitabı üzerine konuştuk…
Ben Küçük Cadı Melis ile serinin ikinci kitabında tanıştım ancak karakteri çok sevdim. Gördüğümüz kadarıyla çocuklar da hikayelerinizi oldukça beğeniyor. Melis’in yaratıcısını kendi ağzından kısaca dinleyebilir miyiz?
Aslında hep yazmak istedim ama pek çoğumuz gibi hayallerimi, planlarımı erteledim. Bugün yarın derken, zamanın bu konuda bana pek de yardımcı olmayacağını anlayınca harekete geçtim. Kurumsal şirketlerde geçirdiğim yılların ardından yeni bir yol çizmeye karar verdim. Yazarlığın yanı sıra şirketlere, odağında iletişim olan eğitimler veriyorum. İstanbul’da yaşıyorum.
Çocuk kitabı yazmak gerçekten cesaret isteyen bir iş. Peki siz çocuk kitabı yazmaya nasıl başladınız? Bu alanda bir boşluğu mu doldurmak istediniz yoksa amacınız iyi bir hikayeyi paylaşmak mıydı?
3 ve 12 yaşında iki çocuğum var. Dolayısıyla çocuk kitaplarıyla uzun zamandır iç içeyim. Ülkemizde bu alanda pek çok kıymetli eser var, bir boşluk olduğunu sanmıyorum. Aslında öykülerimi yazarken çocuk, ergen veya yetişkin gibi sınıflamaları düşünmüyorum. Çünkü hayal gücü hepimizi inanılmaz yerlere götüren yegâne şey. Lakin yazım diline çok dikkat ederim. Melis serisini çoğunlukla çocuklar okuyacağı için kısa cümleler, masalsı ve eğlenceli bir dil kullanmaya özen gösterdim.
Her eserin arka planında yazar okura bir şeyler anlatır ancak bazı çocuk kitaplarında bu doğrudan bir mesaj verme noktasında. Biraz kamu spotu gibi duruyor böyle olunca. Sizin ise böyle bir çabanız yok.
Çocuklara bir mesaj vermeyi hiç düşünmedim. Onlar mesajı bulma, anlama ve isterlerse alma konusunda bizden hayli ilerdeler. Hatta kitabın kahramanı Melis kuralları pek umursamayan, bu yüzden de başına türlü işler açan sevimli bir cadı. İlk kitapta birkaç arkadaşı ve abisiyle birlikte kaçırılmışlardı. Fakat çocuklar birbirlerine cesaretle, arkadaşlıkla kenetlenmişler, böylece Kırmızı Cadıların planını suya düşürmüşlerdi. İkinci kitaptaysa hikâye Büyükada’daki yaz kampında geçiyor. Melis ve arkadaşları yine heyecan dolu bir maceranın ortasında kalıyorlar.
Kitabınız bende olumlu etkiler bıraktı ancak özellikle Valentina’nın geçmişine dair olan kısım çok düşündürücüydü. Geçmişte ya da günümüzde bire bir olmasa da burada anlattıklarınıza benzer olayları görmemiz mümkün. Bu noktada politikacıların da en azından çocuklar için kullandıkları dikkat etmesi gerekiyor dersek yanlış olmaz sanırım?
Kesinlikle yanlış olmaz. Valentina’nın geçmişinin sizi etkilemesine sevindim. Amacım da buydu zaten. Valentina’nın hüzünlü bir geçmişi var. O geçmiş karakterini de belirliyor. Okuyucular genellikle Valentina’ya önce bir antipati besliyor ama sonrasında o antipati güçlü bir sempatiye evriliyor. Siyasetçiler üretecekleri her politikanın çocukları nasıl etkileyeceğini hesaplamalı.
Yazmak başlı başına bir özgürlük ancak işin ucunda çocuklar olduğunda onların hayal gücüne ulaşmak için yazarın daha yaratıcı olması gerektiğini söyleyebilir miyiz?
Aslında buna katıldığımı söyleyemeyeceğim. Yetişkinler için yazılmış ve eşsiz bir hayal gücünün ürünü olan muhteşem eserler var. Ama şunu söyleyebilirim: Bir çocuk kitabı yazarı çocukların ilgisini, merakını diri tutmayı başarmalı. Zor olan bunu başarmak.
Bir de çocuklar için bir şeyler yazmanın ağırlığı var tabii. Onlar için bir şeyler üreten yazarların diğerlerine göre daha sorumlu davranması gerekiyor. Peki siz üretirken nelere dikkat ediyorsunuz?
Ben her şeyden önce bir anneyim. Çocuklar kitaptaki karakterleri model alabilecekleri için diyaloglar, karakterlerin olaylara bakış açısı, pozitif tutum içinde olup olmamaları gibi ayrıntılara önem veririm. Kitabı okurken heyecan, heves, merak, şaşırma gibi duygular içinde olabilirler ama her şeyden evvel iyi hissetmelerini çok önemsiyorum.
Türkiye’de çocuk edebiyatının durumunu nasıl görüyorsunuz?
Sürekli yeni eserler üretiliyor. Çocukların kitaba ilgisinde de artış gözlemliyorum. Geleceğe dair umudum güçlü.
Özellikle birkaç yayınevinin çabası çocuk edebiyatında gelişmemize ön ayak oluyor. Size göre bu noktada yazara ya da yayınevine düşen görevler nelerdir?
Evet bazı yayınevleri çocuk edebiyatına kuvvetli destekler veriyor. Benim yayınevim Pena da onlardan biri. Ben her yayıncı için bunun bir sorumluluk ve etkili bir yatırım olduğunu düşünüyorum. Bugün çocuk kitabı okuyanlar yarın da okumaya devam edecekler.
Yazmak size nasıl hissettiriyor?
Özgürlük hissettiriyor. Aynı zamanda hem karakterlere hem de okuyuculara yönelik sorumluluk hissi var. Taslak aşamasında yani kurgu oturana kadar karmakarışık duygular içinde olabiliyorum.
Yakın zamanda sizden yeni bir hikaye okuyacak mıyız? Bu tam anlamıyla yeni bir hikaye mi olacak yoksa Küçük Cadı Melis serisine yeni maceralar mı eklenecek?
Melis serisinin devamının gelmesini arzu ediyorum. Çok olumlu dönüşler var. Çocuklarla birlikte anne-babalar da okuyormuş. Bu arada son düzeltmelerini yaptığım farklı bir çalışmam var. Yine fantastik bir dünyada geçiyor ve başrol elbette keşfetmeye meraklı çocukların. Baskı aşamasına gelmesine henüz zaman var. Yazmaya, üretmeye, hayatla mücadele etmenin yollarını iyimser ve eğlenceli duygularla çocuklara anlatmaya devam ediyorum.
Yaz tatili geldi ve bu çocuklara iyi bir okuma yapma fırsatı veriyor. Peki sizin onlar için önerebileceğiniz kitaplar var mı?
Öncelikle ailelerin kitap okuması çok önemli. Evde bir kitaplık olması ve çocuğun raftaki kitapları kolaylıkla eline alıp karıştırabilmesi de… Edebiyatı eğitimde daha etkin kullanabilmek için okullara iş düşüyor. Yazar okur buluşmaları gibi. Çocuklar tatilde kitap okusunlar elbette lakin ne istiyorlarsa onu okusunlar. Çünkü öncelikle okumayı, kitaplardaki dünyaları sevmeleri mühim olan. Belli bir yaşa kadar klasikler veya olmazsa olmazlar gibi listeler yapmayı çok anlamlı bulmuyorum açıkçası.
Son olarak okurlarınıza söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Çocuk okurlarıma onları çok sevdiğimi söylemeyi isterim. Yetişkin okurlarımaysa daha çok çocuk kitabı okumalarını.