Yayınevleri her yıl olduğu gibi geçtiğimiz yıl da bizlere pek çok güzel kitabı okuma fırsatı sundu. Okunacak onca kitap varken, bizler bir şeyleri mutlaka kaçırdık ancak kitaplar eskimez. Bu yıl yine birbirinden değerli kitaplarla buluşmaya başladık ve devam edeceğiz. Peki bize bu kitapları okuma fırsatını sunan yayınevlerini ne kadar tanıyoruz?
“8 Soruda 2018’de Yayınevleri” yazı dizisinde her gün bir yayınevinin Dada Kitap’a verdiği yanıtları sizlerle paylaşacağız. Bugünün konuğu ise Alakarga Sanat Yayınları oluyor.
İşte Alakarga Sanat Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Suat Duman’ın sorularımıza verdiği yanıtlar…
1. Yayınevinizi diğerlerinden farklı kılan nedir?
Diğerleri çok kalabalık doğrusu, bilmiyorum ki. Benzer olduklarımız da var bambaşka yerlere hitap ettiklerimiz de var diğerlerinin içinde. Birçoğu gibi edebiyat yayıncısıyız ve yine çoğundan farkımız da bu: tarih kitabı basmıyoruz örneğin, ders kitabı ya da. Benzemeye ya da ayrışmaya çalışmıyoruz. Sadece işimizi iyi yapalım istiyoruz. Edebiyat yayıncılığını tek tiplilikten, çoksatarcılıktan, aynıların çoğaltılmasından, aforizmacılıktan, mümkünse eğer kurtaralım istiyoruz, hepsi bu.
2. 2018’den beklentileriniz nelerdir?
Her yıl bekliyoruz doğrusu, bu yıl da bekliyoruz yeni iyi romanlar keşfetmeyi. Yeni on yılı müjdeleyen bir genç öykücü tanımayı, onun yayıncısı olmayı mesela umuyorum. Kitap okuru sayısı çoğalsın, kitap eskiden olduğu gibi en makbul hediye olsun istiyorum. Daha çok kitap basmayı, bu kitapları tüm kitapçıların raflarında tüm okurların ellerinde görmeyi tabii.
3. Bu yıl sizden ne beklemeliyiz?
Programımız aşağı yukarı belli. Okumak için sabırsızlandığımız kitapları basacağız. Nobel ödüllü Japon yaratıcı Yasunari Kavabata’nın tüm kitapları örneğin, anadilinden ilk kez çevriliyor. Bu yılın bizim için en heyecan verici işi olacak sanıyorum. Yine ustaların ustası Onetti’nin üç kitabı da yıl içinde okurla buluşacak. Yerli yeni yazarlar, Amerika’dan alternatif Scherlock Holmes hikâyeleri… Hepsini saymayayım ama okuyucularımız raflarında yer açsa iyi olur, her ay iddialı kitaplar yayınlayacağız çünkü.
4. Bu yıl kaç kitap yayınlamayı hedefliyorsunuz?
Her şey yolunda giderse 60 kitap hedefliyoruz. Tekrar basımları saymıyorum tabii.
5. 2017 sizin için nasıl geçti?
Tuhaf bir yıldı. Bazı tercihler yapmamız gereken bir yıl oldu. Eylül ayından itibaren bu tercihler kitaplarımıza ve yeni yüzümüze de yansıdı sanıyorum. Sadeleşmeyi tercih ettik, burada duracağız, öyle görünüyor. Sade ve kendi halinde.
Hep olduğu gibi yeni yazarların keşfiyle geçti biraz da. Türkiye büyük potansiyellerin ülkesi. Edebiyatımızın henüz zirvesini görmediğini düşünüyorum. Emareler yok mu, var. Öykümüz kuvvetli ve diri. Çok sayıda roman üretiliyor. Yazıda erişilmedik köşe bırakmıyor yazarlarımız. Edebiyatımıza inanıyorum. 2017 onları izleyerek, kimisini basarak geçti. 2018 de öyle olacak.
6. En fazla hangi kitaplarınız ilgi gördü?
İspanyol İç Savaşını fona alan, modern klasik Yasımı Tutacaksın okurdan beklediğimiz ilgiyi gördü. Faruk Duman’ın Yazmalı Defter’i, genç yazarlara da, yazınsal deneme okumayı seven okura da, önemli bir öykücü romancının yazmaya dair fikirlerini merak edenlere de hitap ediyordu. Başarılı öykücü Kadire Bozkurt’un yeni dosyası Bir Kalbin Boyutları da öykü okuru tarafından ilgiyle karşılandı. Yine yüzyılımızın tüm romantiklerini bir şekilde etkilemiş Aşk Hikayesi de ilgi gören kitaplarımızdandı.
7. Beklediğiniz ilgiyi görmeyen/hedef kitleye ulaşamayan kitabınız oldu mu?
Günümüzde yazılmış en iyi kısa romanlardan biri olduğunu düşündüğüm Danimarkalı Bjørn Rasmussen’in Ten Organları Sarıp Sarmalayan Elastik Kılıftır romanı daha çok okura ulaşmalıydı. Zamanla daha çok ilgi görüp bir çeşit külte dönüşeceğini düşündüğüm çarpıcı bir romandı.
8. Ülkemizde edebiyata/yayınlara olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Edebiyat okuru sayısı az. O okurun da tercihleri genellikle çoksatarlara yönelik. Bu genel bir problem, biliyorum. Yani en azından bir yayıncının tek başına çözebileceği bir problem olmadığını biliyorum. İyi olanı üretmek, onu okura ulaştırmanın yollarını araştırmaktan fazlasını yapamayız. Bütün çabamız bunun için.
Fotoğraflar: Nazlı Erdemirel